Meral İpek I Eğitim Danışmanı
1 dakika okundu
08 Sep
08Sep

Her öğrencinin ve velinin korkulu rüyası olan o cümle: Sınav biter, eve gelinir ve derin bir hayal kırıklığıyla itiraf edilir: "Aslında sorular o kadar zor değildi. Bildiğim konulardı ama yapamadım."

Bu, sınav sürecindeki en acı verici anlardan biridir. Çünkü sorun bilgisizlik değildir. Sorun, aylar boyunca emekle biriktirilen bilginin, o 155 dakikalık zaman diliminde, baskı altında kağıda yansıtılamamasıdır. Biz buna “bilgi-performans boşluğu” diyoruz. Zihninizdeki potansiyel ile optik formdaki sonuç arasındaki o sinir bozucu fark.

Peki, bu boşluk neden oluşur? Çünkü sınavın sadece bir bilgi ölçme aracı olduğu yanılgısına düşeriz. Oysa sınav, bilginin yanında duygu kontrolü, zaman yönetimi, stratejik karar verme ve baskı altında sakin kalabilme gibi bir dizi performans becerisini de ölçer. Tıpkı çok iyi ezberlenmiş repliklerin, sahne heyecanıyla unutulması gibi... Prova yapmak (ders çalışmak) ile sahnede oynamak (sınavı çözmek) iki ayrı beceridir.

Amacımız, bu iki beceriyi bir araya getirerek o boşluğu kapatmaktır.

Bu performans becerisini geliştirmenin ilk adımı, sınavı bir bütün olarak değil, yönetilebilir parçalar olarak görmektir. Sınava başladığınızda zihniniz en değerli iki kaynağını kullanır: zaman ve özgüven. Yanlış bir strateji, bu iki kaynağı da dakikalar içinde tüketebilir. "Turlama tekniği" dediğimiz strateji, aslında bu kaynakları koruma sanatıdır. Önce emin olduğunuz, hızlıca çözebileceğiniz sorularla bir "güvenlik ağı" oluşturursunuz. Bu size hem zaman kazandırır hem de "yapabiliyorum" hissiyle özgüveninizi besler. O ağ olmadan zor bir sorunun ipinde sallanmak, düşüşü hızlandırır.

Performansın bir diğer kritik anı, karar verme anlarıdır. Özellikle iki şık arasında kaldığınız o ikilem anı... Bu bir şans oyunu değildir. Bu, eldeki kısıtlı verilerle en mantıklı kararı verme becerisidir. Analitik eleme yöntemi, bariz şekilde hatalı olan seçenekleri bir dedektif gibi eleyerek, doğruya ulaşma olasılığını bilinçli olarak artırmaktır. Her elediğiniz yanlış şık, performansınıza eklenen bir puan demektir.

Ve son olarak, performansın zirve noktası, kapanış anıdır. En iyi performanslar bile, son andaki bir dikkat hatasıyla gölgelenebilir. Optik formu kodlama ve son kontrol anı, duygusal kontrolün en çok gerektiği yerdir. Panik, acele ve yorgunluk, en basit işlemlerde bile hata yapmanıza (kaydırma gibi) neden olabilir. Bu yüzden bu anları, yeni bir soru çözme çabası olarak değil, tüm performansın kalitesini kontrol etme süreci olarak görmek gerekir. Bu, bir profesyonelin imzasını atmadan önce eserini son bir kez gözden geçirmesi gibidir.

Unutmayın, deneme sınavları sadece netlerinizi ölçtüğünüz bir yer değildir. Onlar, sahneye çıkmadan önceki kostümlü provalarınızdır. Her bir deneme, bu performans becerilerini test etmek ve geliştirmek için bir fırsattır.

Bilginize güvendiğiniz kadar performans becerilerinize de yatırım yaptığınızda, sınavdan sonra o meşhur cümleyi kurmayacaksınız. Aksine, “Elimden gelenin en iyisini yaptım ve bildiklerimi yansıtabildim” demenin o derin tatminini yaşayacaksınız. İşte o an, aradaki boşluk kapanmış demektir.

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.